farzet...

farzet sokak lambalarının,yol çukurlarında birikmiş yağmur sularına vuran şavkından bulabiliyorum yolumu.rüzgar ve ben.üç tekerlekli bir çocuk bisikletiyle savruluyor,sonbahardan nevbahara çıkmış solgun yaprak.farzet sol omzumda ceketim,sağ elimde sigaram ve rüzgar.ve rüzgar yüzüme yüzüme vuruyor dumanı.daha da aralanıyor gömleğimin yakaları.yüzümdeki kesiklerden hala alabiliyorum kolonya kokularını.yeminim yok ama,hafızam var.yine geri dönüşü olmayan olgular kafamın içinde.farzet sokaklar üzgün,denizlerden gelen yağmur...seni sevmiyorum.hangi yokuştayım,gelmeyeceksen ne önemi var!!farzet sadıkpaşa,belki yüksek kaldırım.farzet elimde resmin,seninle konuşurken düşüyor bu heceler.farzet ki rüyadayım,veya yokluğunda kaçıyor uykularım.farzet artık gökyüzü maviye çalıyor,ben öylece durdum ve senin de beni sevdiğin bir dünyanın hayalini kurdum.farzet...

Hiç yorum yok: