i never used to walk alone...biggest lie of my life...

hacı,
nothing left to say but goodbye
dert edecek birşey değil beya.
boşuna kafana takıyorsun.
zamanla olur böyle şeyler,
görüşemezsin hep.
hem sen alışkınsın,
buna da mı alışacaktık!?
şu anda tuttuğum beyaz saçımı da
sana adıyorum,
yıkıldım.
kıraathane günlükçüsünün deyimiyle,
mafoldum.
artık daha sonraları(!)
genelde içtiğimiz
rakının yarısını söyler çırağanda
cuma akşamları tek atarım,tek
cam kenarı masada,sırtım ortaköye dönük...
evet eğlencenin tekelini alkole bıraktık
sen yapma dedin biz dinlemedik...
sen içimdeki ukte dedin,
biz mangal sefası sandık...
sen bu şarkı ne dedin,
"intizar"
hatayı sahipleniriz
bu yüzden yalnız yürümeye devam ederiz
ne de olsa beşiktaşlıyız
evet,
şimdi sıra elveda demekte
ruhun yeter!

işte öyle biryer...

kaçak işçi çalıştıran yerin adıdır "masumlar"
ızgara yerken bir türkü çalarsa
ve yarına çıkmaya senedimiz yok diye
bir tek rakının ikram edildiği sevaphanedir "masumlar"
ghettonun tek çekilebilir yanı
yumuşak kalplilerin bile en büyük giderlerini çektiği
duvarlarından oluk oluk haykırış akan mapushanedir "masumlar"
işte öyle birşey
işte öyle biryer
ghettodan selamlar...

düzlüğün antagonisti...

promil yüksekken bu gece,ben adnan beyin şahsına münhasır sesine,o meyhaneciye,kadehlere aşık...hussein el jassmy yada keşan çingenelerinin çakma versiyonu dom za vesanje bizi tavlayamadığı(!) için açtım heralde sonraları o bira şişelerini.ve o ardarda gelen,elalemin giderlerinden sonra.meyhaneci benim sırdaşımdır diyor adnan şenses.yeri geldiğinde tercihlerimi bildiğinden,trasnportta babamı bir numara geçtiğinden,livaneli çaldığından eko abinin adamı olması bu yüzden demekki ismail abinin.şehir kulübünün müdavimlerinin eminim en az birer sebebi vardı buraya takılmak için.kaldı ki kimsenin ismi ve fotoğrafı üyeler panosunda asılı değildir.burdan da müdavimlerin vefasız olmadığı ortaya çıkıyor.farmokolojik özelliklerde eminim yine herkesin bi sebebi vardır,nostaljik ve metalurjik insan olmak gibi.
endikasyonlarda ise ilk başta ghettoyu görmekteyiz.dozu ise bu konuda doktor tavsiyesini henüz alamamış olduğumuz için ;italyada yaşamadığımız göz önüne alınacaktır; bu konuyu es geçmekteyim.advers etkilerde ise herhangi bir yan etki görülmemiştir demekle yetineceğim.saklama koşulları:soğuk içiniz.farmosetik dozaj şekilleri;kutu,fıçı,tombul,vs...
derler...bırakın da demeye devam etsinler.bırakınız yapsınlar,bırakınız etsinler.düşük kur yüksek faizli ekonominin allah bin belasını versin...

yürünesi en uzun yol...

ötekileştirmek ne kadar bana göre olmasa da,
siz ve biz farklıyız derken siz,gözünüzde o mutluluk ışıltısını görmemeyi
siyaseti,tarihi,ve de bir çok şeyi laf salatası üzerinden duyup öğrenmemeyi
lise arkadaşlarıyla ilişkilerim çok iyiyken
kuzen ilişkileriminde aynı güzellikte olmasını
pamuk gibi bir babaanneye sahip olmayı
eğlenceyi alkolün tekeline bıraktırmayacak bir hayat tarzına sahip olmayı
iyi bir kaleci olabilecekken futbola veda etmemiş olmayı
her ne kadar duruşumuzu değiştirmesekte beşiktaşı daha çok şampiyon görmeyi
balıkçılık pek değilde,sandalcılık yapabilmiş olmayı,
içinde sayın mürenle kürek çekmeyi
subay olmasa da,bir istihbaratçı olmayı
klarneti çok daha iyi tanıyor olmayı
şan derslerine gidebilmiş olmayı
öyle bir geçer zaman ki dediğinde radyoda biri;hüzünlenmemeyi
veya hicaz masallarda sesimi kısmamayı
nostaljik adam olup eskiyi anarken durup dururken ağlamaklı olmamayı
eski baba-oğul ilişkisini daha başka boyutlarda yaşayabilmiş olmayı
ve ah sen komutanım...
sabretmenin sevap olup olmadığını bilmeyi
daha az sigara içiyor
yada kaçak sigara içiyor olmayı
itüde adam gibi adamın daha fazla sayıda olmuş olmasını
baba parasıyla değil de,bir chevrolet alabilecek olmayı
ya da öncesinde bir ehliyet sahibi olabilmeyi
sonunda kırılacak olsa da,bir süreliğine sazı elime alabilmeyi
adın batsın dememiş olmayı hiç
tabutumuz kalkarken teneşirden,orda kalanın hicran olmamasını
bunun içinde hayaloğlu dinlememiş olmayı
beni hatırladıklarında yüzlerinde bir gülümseme bırakmayı insanların
yeni yıl,doğum günü vs. özel günlere erebileceksek tekrar
kalan zamanı ve o günü ghettoda geçirmemeyi
karanlık dehlizlerde soğuğu kötü bir ruh nefesi kadar yakında hissetmemeyi
düşük kur yüksek faizli ekonomiye küfretmemeyi
birazda görev sürelerinin az olmasını
ve son olarak ağam ben nasıl ediim dememeyi
isterdim...

ama sen kimseye söyleme anne...

bir sağıma baktım,bir soluma
yüreğim sızladı ağladım annem