sayende...

kırmızı kan çiçeklerini görmeyi öğrendim,
dengesiz beyazlar arasında.
ve soğuk mermerler üstünde yalnayak yürümeyi;
sürgün topraklarda...
mavi-beyaz dumanın kafa yaptırıp,
seni kaptan pilot hissettirdiği anları yaşadım
karanlık uzun koridorlarda...
bir bayan sesi sayesinde huşu içinde değil,
duvarıma atılan sayısız bira şişesiyle uyanmayı öğrendim
arka bloklarda...
mekanına uğrayanların seni sevdiğinden değil,
sadece ve sadece psikopatlığından geldiklerini ;
ve de her an cebinden sustalıyı çıkarabilme
ihtimalleri olduğunu öğrendim.
uyku ve huzuru kaçırmanın bir numaralı yollarını,
stresten sigara yakmanın ne demek olduğunu,ve bunun sonucu
sigarasız kalmanın eğlenceli dakikalarını,
iki paralık pazar mallarının kalp kırma sanatını,
ve de çürük raporu yemiş yavşakların nasıl asker olduklarını,
gerçekten çok iyi kavradım.
her zaman yapılabilecek bir saçmalığın olduğunu,
yapmazsan düşünecek olmanın
vereceği zararları hesaplayan zatı şahaneleri tanıdım.
ve alışmanın mealini,her türlü piçliğe
çok iyi anladım!
büyüksün istanbul,derinsin vadi.......

ghettodan selamlar...

Hiç yorum yok: