ustaya hürmet...

bin dokuz yüz otuz sekiz, kırşehir'in kırtıllar köyünde geldin dediler. babama muharrem, anama döne dediysen atayı bildin dediler. dizinde sızıydı anamın derdi, tokacı saz yaptı elime verdi. yeni bitirmişim üç ile dördü baban gibi sazcı oldun dediler. o zaman babamdan öğrendim sazı, engin gönül ile hakk'a niyazı. o yaşımda yaktı bir ahu gözlü, mecnun gibi çölde kaldın dediler. zalim kader devranını dönderdi, tuttu bizi çiçekdağı'nın ibikli köyüne gönderdi. parmağıma ziller taktı dönderdi, oynadım meydanda köçek dediler. anam döne ibikli köyünde ölünce, beş tane öksüz yetim kalınca, beşimiz de hep perişan olunca babamgile burdan göçek dediler. yürüdü göçümüz çiçekdağı'nın kesek köyüne doğru, bu halı görenin yanıyor bağrı. üç aylık çocuğun çekilmez kahrı, bunlara bir ana bulun dediler. elimizinen yozgat'ın kırıksoku köyüne vardık, bize ana yok mu diye sorduk. adı arzu derler bir ana bulduk, işte bu anadır buldun dediler. en küçük kardeşi kaybeyledik, onun için gizlice ağladık. üstelik babamı asker eyledik, yine öksüz yetim kaldın dediler. yarin aşkı ile döndüm şaşkına, her zaman içerim yarin aşkına. canan acımaz mı garip dostuna, bunu da içeriye at dediler.

Hiç yorum yok: